A.Ş.K.K. ailesinin dünyasına hoşgeldiniz :))

İŞTE BİZ :)
ALTAN-ŞEBNEM-KARİN-KUZEY

 
Posted by Picasa

2 Mart 2010 Salı

K’LAR; ZAVALLI MI YOKSA ŞANSLI MI?: İKİ UZMANIN ÇOCUĞU OLMAK…

Haftasonu ikiz kuzenlerimizin doğumgünü partisindeydik, çok güzeldi, arka arkaya iki haftasonu İstanbul’a gitmenin yorgunluğu, ama bir o kadar da neşesi vardı hepimizde, ama keşke K’larım ve ben hasta olmasaydık dedim, daha da zevkli olabilirdi. En azından ben, yediklerimin tadını daha rahat alabilirdim :) İnanılmaz özenle hazırlanmış bir partiydi, ellerinize sağlık sevgili Öznur (kızımın deyişiyle genge) ve Akın (amca):)
Eşimin eğitimci, benim de psikolog ve çocuk gelişimi-eğitimi uzmanı olduğumu daha önceki yazılarımda bahsetmiştim. Doğal olarak bizim çocuklarımız mercek altına alınıyor ya da çevredeki insanların sorularından, bakışından bunları hissediyorum. Bu partide sevgili arkadaşım (Seyyal’ciğim) bunu yüksek sesle dile getirdi : “sizin çocuklarınızla ilgili bir şey söylenmez şimdi, anne pedagog, baba eğitimci, ne dense boş :)” haklı mıydı acaba, yoksa ben mi böyle algılıyorum. Bir diğer olay da; çocuklarımı doktor ablalarına muayeneye götürdüğümde kızım kendini yerden yere atıp muayene odasına girmemek için direnç göstermişti. Her çocuk gibi!!!!! Bu olaydan birkaç hafta sonra bir iş arkadaşımla karşılaştık ve –bana göre kinayeli bir biçimde- “kızınız hala kendini yerden yere atıyor mu?” diye sordu. Ne cevap verilir bilemedim. Benim çocuklarım diğer çocuklardan farklı olmak zorunda mı? Sanırım bu sorun, diyetisyenin zayıf olması gerekliliği, ya da bir diş hekiminin dişlerinde sorun olmaması gerektiği gibi bir durum mu?
Ben bunları düşünedururken, zaten, aslında tüm bunların beynimin bir yerinde tartışıldığını fark ettim :) Benim çocuklarımda bir sıkıntı olmamalı, “ideal” çocuk olmalı, hatta daha da ileri gidersek “mükemmel” çocuk olmalı.. mı acaba? Ya da ben, eşim ve çocuklarımız çevremizdekilere her zaman uygun model olmak zorunda mıyız?
Bir de çocuklarım açısından baktım olaya… ileride şunu diyeceklerine ve isyan edeceklerine eminim “ya, siz niye diğer anne babalar gibi değilsiniz?”, hatta isim vererek kıyas bile yapabilirler :) Çoğumuzun, ergenlik döneminde kendi anne babamızı beğenmeyerek yaptığı gibi :) Özellikle de haklarımızı ve özgürlüklerimizi sınırlandırdıklarında.. ee bu kaçınılmaz son demek ki. Dolayısıyla “farklı” olmak veya davranmak çok da anlamlı değil :) Ne olursa olsun onlar da her çocuk gibi büyüyecek ve her çocuk gibi olumsuz davranışları olacaktır.
Ben bir öğretmen çocuğuyum, ablam ve kardeşim bu baskıyı üzerlerinde hissettiler mi bilmiyorum ama ben bir öğretmen çocuğu olmanın baskısını üzerimde fazlasıyla hissettim. “Öğretmen çocuğu” olan başka arkadaşlarıma sorduğumda onlar da aynı yorumu yaptılar; başarısız olmak gibi bir şansımızın olmadığı, örnek öğrenci olmak gibi bir zorunluluğumuzun olduğu gibi baskılar. Acaba benim çocuklarım da bu tarz baskı hissederler mi acaba? Kendi kendilerine bunu üreteceklerini sanmam, yapsa yapsa çevrelerindeki insanlar böyle hissetmelerini sağlayabilir, benim hissettiğim gibi.
“Çocuklarım neler hissedecekler? Bu dönemde neler yapacaklar? Bu dönemde bunu yapması gerekiyor, neden yapmadı acaba? Şunları yaparsam şu gelişim alanlarını destekler miyim?” gibi soruları kendime hiiiç sormadığımı geçenlerde fark ettim. Gelişim değerlendirmesi için gelen ve bizimkilerle aynı yıl ve ay doğum tarihli bir çocuğu değerlendirirken büyük bir şaşkınlıkla fark ettim ki desteklemediğim çok beceri var :) tabi bunun üzerine birtakım önlemler alıp, hemen destek çalışmalarını başlattık.
Geçenlerde oğlum uykuya geçişte biraz ağladı, daha önce de ağlardı ve biz bu sorunu aşmıştık, bu sefer eşimle aramızda şöyle bir diyalog geçti:
Ben: acaba gitsem mi? Anne diye ağlıyor
Eşim: yok canım, ne gerek var, deniyor bizi, biraz sonra susar
Ben: o zaman sen git
Eşim gidiyor, geliyor, tekrar ağlama sesleri
Eşim: bak gördün mü, tamamen bizi denemek için yapıyor
Ben: ya, hani güvenlik ihtiyacı, belki sakinleştiremiyordur kendini, bu sefer de güvensiz hissetmesin kendini
Eşim: çok psikolojik açıdan yaklaşıyorsun, gerek yok bu kadarına
Ben: e benim işim bu
Eşim: çocukların, işin değil
O noktada tabi ki sustum, oğlum da sustu, sorun olmadan gece bitti

Sonuç; uzman da olsak, bizler anne babayız ve “anne baba” gibi davranıyoruz ve çocuklarımız tüm diğer çocuklar gibi, aynı dönemlerden geçiyorlar, aynı davranışları sergiliyorlar. Tek fark şu olabilir, kullandığımız dil ve davranışlarımız neticesinde bizi nelerin beklediğini bildiğimiz için biraz daha sabırlı, kararlı ve tutarlı olabilmemiz. Ee bu durumda, bize “daha çok” kolay gelsin :)


not: doğumgünü partisinden fotoğraflar henüz gelmedi, bu fotoğraf Ankara'lı ikiz anneleri ve babaları ile yaptığımız pazar kahvaltısından.
"Uzman" baba ve çocukları :)

İzleyiciler