A.Ş.K.K. ailesinin dünyasına hoşgeldiniz :))

İŞTE BİZ :)
ALTAN-ŞEBNEM-KARİN-KUZEY

 
Posted by Picasa

24 Kasım 2009 Salı

4'Ü BİR ARADA...

İki hafta önce iki tane ikizle bir hafta geçirmek durumunda kaldık…
Eltimin 20 aylık ikizi ve bizim 16 aylık ikizimiz aynı evde, 2 bakıcı, 1 babaanne, 1 dede. Akşamları 1 bakıcı gidiyor ve eşim ve ben eve geliyoruz, nasıl bir yaşam tahmin edin :)
Eltim grip olduğu için çocukları İstanbul'dan aldık ve bize getirdik bakıcılarıyla, işin kötü tarafı bakıcıları da sadece 2 haftadır bakıcılık yapıyor ve herşeye “yabancı”. Çocuklara sadece gözüyle bakıyor desem yeridir Dünyadan bihaber, çocuklar banyo mu yapacakmış, öğlen ne yiyeceklermiş, pek umurunda değil. Ailecek sinir olarak geçirdik bir haftayı ve eltim hasta haliyle bakıcı görüşmeleri yaptı, yeni birini bulmaya çalıştı, sonunda başardı, hepimiz rahatladık :)
Hafta ortasında bizim bakıcı ablamız hastalandı, ama öyle böyle değil, kızcağızın sesi falan gitti, bu durumda ben izin aldım iki gün, bu arada ben iyi miydim? Hayır, ben de hastaydım. O hafta yorgunlukla birlikte evde dolaşan bakteri ve mikroplar beni de buldu :))
Çocuklara gelince; o hafta başında ilk iş olarak hepsini muayane ettirdik, en kötüden en iyiye sıralama şöyleydi;
1- Kuzey (benim oğlan) kulakta sıvı birikmesi,boğaz enfeksiyonu, ateş
2- Efe (eltimin oğlu) boğaz enfeksiyonu
3- Defne (eltimin kızı)boğaz enfeksiyonu
4- Karin (benim kız)boğaz enfeksiyonu
Hepsi antibiyotik kullandı, kimi ateş düşürücü, kimi öksürük ilacı falan kullandı, akşamları halim çok komik oluyordu, yemekten sonra, mutfağı topluyorum, arkadan şurupları ve ilaçları çıkartıp kaşıklara koyuyorum, sonra tek tek çocukları çağırıyorum ve hepsinin ilaçlarını veriyorum, kendimi Florence Nightingale gibi hissetmedim değil tabi onların ilaçları bittikten sonra kendi ilaçlarımızı da hazırladım
O hafta sonuna doğru kontrole gittik ve tablo şöyle oldu;
1- Karin- öksürük, ateş
2- Defne- ateş, bademcik
3- Kuzey
4- Efe
Yeni ilaçlar eklendi, kızım çok kötü öksürdü, Defne ateşlendi. Doktorumuz iki grup ikizin farklı enfeksiyonlar geçirdiğini ve birbirlerine bulaştırdıklarını söyledi ve geçen hafta için enfeksiyonların yer değiştirip tekrar hasta olabileceklerini söyledi Son durum; bizimkiler toparladılar, Defne ve Efe biraz zorlandılar ama çok şükür onlar da iyi artık. Bu hafta bizimkileri tekrar kontrole götürdük, hastalıktan hiç eser kalmamış, doktorumuz ilacımızı 10. günde kesebileceğimizi söyledi, işte orada olanlar oldu, çünkü ben ilaca ne zaman başladığımızı hatırlayamadım :))Ben farklı birşey söyledim, bakıcı ablamız başka bir tarih hatırladı, sonra da bu halime çok güldüm, çünkü bir hafta önce bütün çocukların ilaçlarını doğru hatırlayıp, düzenli bir şekilde veren ben, bu hafta "iptal" olmuştum :))Sonunda tahmini bri tarihde ilacı kestik.
Gelelim bizlerin psikolojik durumlarımıza; çok ama çok zorlandık, buna rağmen inanılmaz zevkli anlar da vardı, hep beraber boyama yaptık, dans ettik, oyun oynadık. Onlar da psikolojik olarak çok etkilendiler, yemek yemek istemediler, oyun oynarken "benim, benim" diye kavga ettiler, şu bir gerçek ki Defne ve Efe bizimkilerin gelişimi hızlandırdılar, çünkü yeni kelimeler öğrendiler:) Defne ve Efe’den. Defne ve Efe ne öğrendiler dersiniz? Vurmayı, itmeyi :) o sakin çocukcağızlar birşeyler elde etmek adına biraz daha saldırganlaştılar. Eee ne de olsa imkanların sınırlı olduğu yerde rekabet, -dolayısıyla- saldırganlık artar :))
Gözlemlerime gelince, hepsi oldukça uyumlu çocuklarmış aslında, çünkü daha felaket bir hafta da geçirebilirdik. Onlarla geçirdiğim iki gün boyunca, şu sonuca vardım; her çocuk aslında çok kolay uyum sağlar, yeter ki çevresel koşulları iyi olsun, her sorun travmatik olmayabilir, travmayı yaratan biz yetişkinleriz.
İleride arakadaşlarına şunu soracaklarına eminim "tekiz olmak nasıl birşey, bence çok anormal" :))
İşte o koca bir hafta böyle geçti, tavsiye eder miyim diye soracak olursanız, her şeye rağmen inanılmaz zevkli ve güzel bir deneyimdi, hasta olmadıkları sürece herşey çok keyifliydi :),
İşte o keyifli anlardan bir video

17 Kasım 2009 Salı

KİTAPLAR VE ÇOCUKLAR

“Bir anneyi mutlu etmenin yolu” isimli yazımdan sonra bir arkadaşım, çocuklarımıza kitap seçimi ile ilgili yazı yazmamı önermiş, çok da güzel bir öneri olmuş!!! (bakınız “Bir anneyi mutlu etmenin yolu” isimli yazıya yapılan yorumlar bölümü) Teşekkürler Mine :) Bununla ilgili ufak bir araştırma yaptım ve bulduğum güzel bir yazıyı ekleyeceğim, yine tembel işi olacak anlayacağınız ama öncesinde kendi deneyimlerimi paylaşmak isterim. Eğitimci olmanın bir sonucu olarak, yaş grubu gözetmeksizin önceden birçok kitap almıştık. Yeğenimden gelen kitaplar da vardı. Daha 3 aylıkken sesli kitaplarla tanıştırdık bizimkileri, özellikle şarkılı kitaplarla… Hatta Kuzey inanılmaz korkar ve ağlamaya başlardı, ama şimdi aynı kitap onun sakinleşmesini sağlıyor, o kitaptaki şarkıları söylediğimizde gülüp sallanmaya başlıyor :) Kumaş kitaplar da favorilerimiz arasındaydı, özellikle kontrast renkleri içeriyorsa daha fazla ilgilerini çekmişti. Daha sonra tek tek resimlerin olduğu kitaplarla tanıştırdık, özellikle günlük yaşamlarında gördüğü, tanıdığı, bildiği nesnelerin resimlerinin olduğu kitapları tercih ettik. İşbirliği yapmaya, konulan kurallara uymaya başlamalarıyla birlikte hikaye anlatmaya başladık. “parmağı ile gösterme” hareketinin ve taklit becerilerinin gelişmesi ile birlikte kitaptaki resimlerle ilgili sorular sorduk ve sormaya devam ediyoruz (örn.; kedi nerede? Göster!, (tarağı göstererek) bununla ne yapıyoruz? Göster gibi) Aşağıdaki yazıda da vurgulandığı gibi 1-3 yaş arasındaki çocuklar için “az yazılı, çok resimli” kitaplar daha uygundur. Yavaş yavaş, kısa cümlelerle, bildiği kelimeleri içeren hikayeler anlatabiliriz, bizleri anlayabilirler. Özellikle de günlük yaşamını anlatan hikayeleri tercih edebiliriz. Bir de ek olarak çocuklarımızın isimlerini kullanırsak daha çok dikkatlerini çekmiş oluruz
Aşağıdaki yazıda da belirtilmiş; tekrarlar çok önemli, çocuklara ne kadar çok tekrar yaparsak o kadar çabuk öğrenirler. Son olarak ses tonumuzu çocuğumuzun ilgisini çekecek şekilde kullandığımızda çok eğlendiklerine bizzat şahit oldum, babamız bu konuda çok başarılıdır :) Hikayeleri kuralları öğretmek ve bazı alışkanlıkları kazandırmak için de kullanabiliriz. Örneğin, anne babadan ayrı uyuma (bakınız, http://mavivekirmizibalik.blogspot.com/2009/10/cocugunuza-kitap-secmekte-zorlanr-msnz.html), yemek alışkanlıkları, tuvalet alışkanlıkları gibi. Ya da bazı sosyal becerileri kazandırmak için…(örneğin, okula başlama ile ilgili güçlüklerin üstesinden gelme, yeni bir sosyal ortama girdiğinde kendini ifade etme ile ilgili güçlüklerin üstesinden gelme, farklılıkla başa çıkma gibi) Tabi en önemli konu kitaplara “nasıl ve ne kadar süre ile bakacağız?” sorunu…Çocukların dikkat süreleri yaşlarıyla birlikte artış gösterir. Ayrıca, unutmamak gerekir ki her çocuğun kitaba bakma aktivitesinden hoşlanma düzeyleri de bir değildir. Her çocuk biriciktir, kendine özgüdür, öğrenme biçemleri birbirinden farklıdır. Dolayısıyla, çocuğumuzu çok fazla zorlamak uygun olmayacaktır, belki de çocuğumuz hareketi seviyordur, oturup bir kitaba bakmak onun için eğlenceli ve eğitici olmayabilir. Bu durumda kitaba bakma aktivetesini çocuğumuza uygun hale getirmek daha doğru olacaktır. Örneğin, kitaptaki hareketleri taklit etmesini istemek gibi. Kitaplarla ilgili deneyimlerimiz arttıkça bu konuda tekrar yazabilirim
Sevgiler A.Ş.K.K’nın Ş.’si

Bebeğin ve küçük çocuğun ileride okuma ve yazma gelişimi konusunda büyük önem taşıyacak olan erken dil becerilerini nasıl destekleyebilirsiniz?
Kitaplarla tanıştırın Bebeğiniz kitaplarla oynasın. Bir öyküyü başından sonuna kadar oturup dinleyecek kadar büyük olmasa da kitaplara dokunmaktan ve oynamaktan zevk alacaktır. Bu ilk kitapların hafif, salyaya dayanıklı ve kolay yırtılmayan cinsten olmasına dikkat edin. Kitapları çiğnemek ya da yere atmak isterse endişe etmeyin. Ona okumaya başladığınızda o da eninde sonunda kitabı nasıl tutması gerektiğini ve sayfaları çevirmeyi öğrenecektir. Okumaya başlamakta gecikmeyin. Bebeğinizi ilk olarak tanıdığı nesnelerin resimlerinin yer aldığı kitaplarla tanıştırın. Bebek dergileri, bebek eşyaları katalogları da ilgisini çekecektir. 1 yaş civarında sayfalarını kendisinin çevirebileceği kitapları tercih edin. İfadeli okuyun. Çocuğunuz kitapları en sevdiği şeyle, yani sizin sesiniz ve yakınlığınızla ilişkilendirmeye başlayacaktır. Gördüğünüz resimleri genişleterek anlatın. Örneğin “bak bir köpek, bu beyaz bir köpek” gibi. Biraz daha büyüdüğünde (1-2 yaş) soru sorma oyunları oynayabilirsiniz. Örneğin resmi göstererek “bu ne” diye sorun. Bebek dili ile cevap vermesini bekleyin ve sonra “evet, doğru, bu bir köpek” gibi sözlerle resimdeki nesnenin ismini belirtin. Bu, kelimeler ve resimler arasındaki bağlantıyı pekiştirecektir. Bir süre sonra ise çocuğunuz size kitap okuyormuş gibi yapmaya başlayacak!
Kaynak: Aile.org
Bebeğiniz ve küçük çocuğunuz için kitap seçerken nelere dikkat etmelisiniz?
Çocuğunuz bir yaşından küçükse Basit ve çocuğunuzun dünyasında bulunan nesnelerin parlak renkli resimlerinin olduğu kitapları tercih edin. Sayfalarda herhangi bir yazı bulunmak zorunda değil. Çocuğun kendi başına da keşfedebilmesi için kumaş, karton veya sert plastikten yapılan kitapları tercih edin. Basınca ses çıkaran düğmeler ve içi boşaltılabilecek cepler gibi aksesuarları olan kitapları tercih edin. Biraz daha büyüdükten sonra basit tekerlemeler ya da kafiyeli cümlelerin yer aldığı kitaplar okuyabilirsiniz. Bu tür kitaplar çocuğunuzun dilin ritmini öğrenmesine yardımcı olur. Çocuğunuzun aile üyelerini tanımasına yardımcı olmak amacıyla da birlikte fotoğraf albümlerine bakabilirsiniz. Bunları unutmayın: Bebekler iri resimli kitaplardan hoşlanır. Bebekler bebek resimlerinden hoşlanır. Bebekler tekerlemelerden ve şarkılardan hoşlanır. Bebekler aynı kitabın tekrar tekrar okunmasından hoşlanır. Resimlerin adını söylerken parmağınızla o resmi gösterin. Bebekler böyle öğrenir. Kitap okurken bebeği kucağınızda tutun. Okurken ses tonunuz ve yüzünüzde ifadeler oluşturun, ancak abartılı ifadelerden kaçının. Çocuğunuz 1-3 yaşındaysa Kolay yırtılmayacak, esnek malzemeden yapılmış Büyük, parlak resimleri olan Çocuğunuzun bildiği şeyleri (örneğin banyo yapmak, yemek yemek gibi) yapan çocuk kahramanların bulunduğu Her bir sayfa da birkaç kelimelik yazıların olduğu (örneğin “köpek nerede” ya da “Mavi ayı” gibi) kitapları tercih edin. Bunları unutmayın: Küçük çocuklar aynı kitabın tekrar tekrar okunmasından hoşlanır. Küçük çocuklar uyumadan önce kitap okunmasından hoşlanır. Küçük çocuklar okunacak kitabı seçmekten ve kendisi tutmaktan hoşlanır. Küçük çocuklar yiyecekler, vasıtalar, hayvanlar ve çocuklarla ilgili kitaplardan hoşlanır. Küçük çocuklar yazısı çok fazla olmayan kitaplardan hoşlanır. Siz okurken çocuğunuzun hareket etmesine izin verin. Resimlerin isimlerini belirtin. Küçük çocuklar bu şekilde yeni kelimeler öğrenirler. Çeşitli nedenlerle beklemeniz gerektiği zamanlarda birlikte kitaplara bakın. Gittiğiniz her yerde tabelaları ve levhaları okuyun. Çocuğunuz 3-5 yaşındaysa Kendi yaşamlarını anlamalarına yardımcı olacak fikirler ya da konular içeren Belirgin bir konusu ya da kahramanı olan Bir ya da birkaç kahramanın karşılıklı ilişkisini anlatan öyküler içeren (üç küçük domuzcuk gibi) Onun yaşındayken kendi sevdiğiniz kitapları tercih edin. Bunları unutmayın: Okul öncesi dönemdeki çocuklar çeşitli öykülerin yer aldığı kitaplardan hoşlanır.Okul öncesi dönemdeki çocuklar alfabe ve rakamların olduğu kitaplardan hoşlanır.Okul öncesi dönemdeki çocuklar aile, arkadaşlar ve okula gitmekle ilgili kitaplardan hoşlanır. Okul öncesi dönemdeki çocuklar uyumadan önce kitap okunmasından hoşlanır. Okul öncesi dönemdeki çocuklar kitap okunurken yanınıza veya kucağınıza otururlar. Okul öncesi dönemdeki çocuklar öykü hakkında sorular sorarlar. Çocuğunuzun öyküler anlatmasına izin verin. Çocuğunuzla birlikte çocuk kütüphanesine ve kitapçıya giderek kendisi için daha fazla kitap seçme fırsatı sağlayın. Televizyonu kapatın! Kaynak: Aile.org

İzleyiciler